Toprak Medya Grup
Yunanistan’ın başta Dedeağaç ve Meriç Bölgesi olmak üzere farklı bölgelerinde çıkan orman yangınları şiddetli rüzgarlar nedeniyle 6’ncı gününde de kontrol altına alınamadı. Birçok kişi evlerini, hayvanlarını ve zeytin olmak üzere ağaçlarını kaybederken Kırka köyünden Nikos Pagonidis büyük zahmetlerle inşa ettiği evinden geriye hiçbir şey kalmadığını söyledi.
Yunanistan’ın başta Dedeağaç ve Meriç Bölgesi olmak üzere farklı bölgelerinde 19 Ağustos’tan beri devam eden orman yangınları şiddetli rüzgarlar nedeniyle 6’ncı gününde de kontrol altına alınamadı.Baş kent Atina’nın yaklaşık 50 kilometre kuzeyinde Parnita Dağı’ndaki yangın yerleşim birimlerine yaklaştı. Gece havadan söndürme çalışmalarının yapılamaması nedeniyle bölgedeki yangın rüzgarın da etkisiyle tekrar güç kazandı.
Yunanistan Meteoroloji Dairesi dumanın Malta ve Güney İtalya’da Sicilya’ya kadar ulaştığını açıkladı.
Sabahın erken saatlerinde başlayan havadan söndürme çalışmaları devam ederken, Parnita yakınlarındaki Thrakomakedones yerleşim biriminde yaşayanların da gerektiğinde bölgeyi tahliye etmek üzere hazır olması istendi.
“EVİMDEN GERİYE HİÇBİR ŞEY KALMADI”
Meriç Bölgesi’ndeki Kırka (Kirki) köyünde çıkan yangında evini kaybeden Nikos Pagonidis büyük zahmetlerle inşa ettiği evinden geriye hiçbir şey kalmadığını söyledi. Pagonidis, şehirde yaşadığını ancak eşiyle birlikte güzel vakit geçirmek için Kırka’da bir ev yaptıklarını aktararak, “Bu evi, onca zahmetle, hevesle yapmıştık. Hafta sonları gelip dinlenmek için. Bu gördüğünüz evi yapmak 150 bin avroya mal olmuştu. Hiçbir şey kalmadı” dedi.
Yangınlarda 600 bin dönümün üzerinde ormanlık alan, tarım arazisi ve yerleşim alanı kül olmuştu.
Evi inşa etmek için harcadıkları emeklerin bir anda kül olup gitmesinden duyduğu üzüntüyü dile getiren Pagonidis, “Çim ekmiştik. Otomatik sulama sistemi kurmuştuk. Ter döktüm, para harcadım. Yangın sırasında burada değildim, şehirdeydim. Dün akşam belki yangını söndürürüm diye gelmeye çalıştım ama geçemedim. Sabah bir arkadaşım bana telefon açtı. Evin kül olduğunu söyledi. Geldim ve bu manzarayı gördüm” diye konuştu. Pagonidis, her şeye rağmen önemli olanın can kaybı yaşanmaması olduğunu vurgulayarak, “Tüm bu felaketin olmasındansa sadece kendi evimin yanmasını tercih ederdim. Hem felaket oldu, hem evim yandı.” ifadesini kullandı.
Köy sakinleri, tüm çağrılarına rağmen itfaiye ekiplerinin köydeki yangına müdahale etmediğini belirtti. Yangında köy mezarlığı da büyük zarar gördü.
HASANLAR KÖYÜ’NDE AĞILLAR VE ZEYTİNLİKLER YANDI
Batı Trakya’da, Meriç’e bağlı Hasanlar köyünden Sebahattin Aliyusuf köylerinde uğradıkları zararı şöyle anlattı: “Karşı taraftaki iki çocuğun ağılları yandı, (saman) balyaları yandı. Keçiler, koyunlar gitti. Yangının farklı noktalarda aynı anda çıktığına dikkat çeken Aliyusuf, “Yangın tek bir yerde değildi. (İtfaiye ekipleri) Çobanköy, onun da ilerisinde Karakaçan köyü vardı. Oralar yanıyordu, oralara gittiler. Kimisi buradaydı. O çocukların ağılları yanıyordu. Hepsine yetişemediler ama çok şükür. Biz kurtardığımıza şükrediyoruz” diye konuştu.
Hasanköy sakinlerinden Sabiha da 400 zeytin ağacının yangında kül olduğunu belirterek, “10 dönüm kül oldu. Evlerde yangın yok ama yanacak diye korkuyoruz. Oradan da geliyor yangın, buradan da geliyor. Her an yanabilir” dedi. Zeytinden başka geliri olmadığını belirten Sabiha, yangından sonra karşı karşıya kaldığı zorlukları şu sözlerle anlattı: “Benim 400 zeytin ağacım yanmış. Benim bundan sonra ne zeytin toplamaya gücüm var, ne zeytin ekmeye umudum var. Belim sakat, bacaklarım sakat, kolum sakat, böbreklerimde problem var. Bacaklarım kapkara. Bir de evim yanarsa ben ne yaparım? Bir aylıkla ben bu evi nasıl yaparım? Eskiden 5-10 koyunum vardı. Sonra ben hasta oldum, kocam hasta oldu, bakamadık. Amcasının oğlu aldı koyunları, onlar baktı, Allah razı olsun.” Dedeağaç’ta 19 Ağustos’ta çıkan yangın hala kontrol altına alınamadı.
“KURU OTLAR TEMİZLENMEDİĞİNDE FELAKET OLUYOR”
Atina’nın kuzeyindeki Agia Parakevi sakinlerinden Yorgos Thanasis, evini yangından kurtaran itfaiyecilere minnettar olduğunu belirterek, “Onlar olmasa şimdi yanmıştık, her şey kül olmuştu. Kalkıp geldiler, bize yardım ettiler. Evimiz hiçbir hasar almadı” dedi. Yangınların geniş alanlara yayılmasının durdurulabilmesi için arazi ve bahçelerdeki kuru otların temizlenmesi gerektiğine dikkat çeken Thanassis “Boş arazilerin sahipleri buradaki otları temizlemeliydi. Kuru otlar temizlenmediğinde felaket oluyor. Yangın sıçrıyor. Yukarıda evler yandı.” diye konuştu.
ÇOK SAYIDA HAYVAN YANGINDA MAHSUR KALDI
Agia Paraskevi’deki yangın söndürme ve kurtarma çalışmalarına gönüllü katılan Maria Çoka yaşadıklarını şöyle anlattı: “Dün daha kötü bir durum vardı çünkü bir kadını komşuları yukarıda bırakmıştı. Yangının yaklaştığını da haber vermemişlerdi. Kadın köpeğiyle yalnız kalmıştı. Sonra tanımadığı insanlar indirdi onu aşağı. Gidecek yeri yoktu.”
Ormanlarda yaşayan hayvanların yanı sıra evlerde yalnız bırakılan çok sayıda hayvanın da yangında telef olduğunu belirten Çoka, “Tüm hayvanlar yandı. Ben hayvanları kurtarmak için gönüllü çalışıyorum. Hayvanları kurtarıp güvenli bir yere götürüyorum. Zincirle bağlı köpekler vardı, kaçamıyorlardı. Onları kurtardık. Keçiler dağda mahsur kalmıştı. Keçileri de aşağı indirdik. Tabii ki hepsini kurtaramıyoruz, çok hayvan var. Kaçına yetişebiliriz ki?” diye konuştu.
YANGIN NEDENİYLE 20 KİŞİ HAYATINI KAYBETTİ
Yangınlarda, 21 Ağustos’ta Viotia ve Meriç Bölgesi’ndeki Kavacık’ta (Lefkimi) toplam 2 kişi yaşamını yitirmişti. 22 Ağustos’ta da Meriç Bölgesi’ndeki Dadia ormanlık alanında, Yunanistan’a Meriç’ten geçmeye çalışan düzensiz göçmenlere ait olduğu tahmin edilen 2’si çocuk 18 kişinin cesedi bulunmuştu.