İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi’nin yaşamını yitirmesine sebep olan kazayı değerlendiren BTÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, “Bu kadar eski bir helikopterle uçuş yapılması ciddi bir güvenlik zafiyeti. Cumhurbaşkanı ve dışişleri bakanının aynı helikopterde bulunması da güvenlik protokollerine aykırı” dedi. Darıcılı, yeni Cumhurbaşkanı seçilene kadar İran’da bir istikrarsızlık beklemediklerini de kaydetti.
BURSA (İGFA) – İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, önceki gün gerçekleşen helikopter kazasında yaşamını yitirdi. Reisi ile beraber Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ve 7 kişinin bulunduğu helikopterin zorlu hava koşulları nedeniyle kaza yaptığı ifade edilirken, ‘kaza ihmalden mi kaynaklandı ve bundan sonraki süreçte İran’da neler olacak’ sorularının cevapları da merak ediliyor. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Ali Burak Darıcılı, İran’da anayasa gereği 50 gün içerisinde yeni cumhurbaşkanının seçilmesi gerektiğini söyledi. Darıcılı, “İran’daki bu seçim sürecini, Dini Lider Hamaney’in atayacağı cumhurbaşkanı yardımcısı, yargı erkinin başkanı ve meclis başkanı yönetecek. 50 gün sonra yeniden seçime gidilecek. Ancak yaklaşık iki aylık süreçte İran’da herhangi bir istikrarsızlık ya da dış politikasında farklılık beklemiyoruz. Çünkü İran rejimi, Hamaney ve Anayasayı Koruma Komisyonu tarafından çok sıkı bir şekilde yönetiliyor. Görev ve yetki olarak Cumhurbaşkanı’nın sistemde zaten çok fazla rolü yoktu. Ana politikaları Hamaney beliriyordu, dolayısıyla sistemde bir istikrarsızlık olacağını düşünmüyorum” ifadelerini kullandı.
“ELDEKİ VERİLER OLAYIN KAZA OLDUĞUNU GÖSTERİYOR”
Yaşanan olayın bir kaza ya da sabotaj olduğunu söyleyebilmek için yeterli bilgi olmadığını ancak İran tarafından bunun hava şartlarına bağlı bir kaza olarak bildirildiğini kaydeden Ali Burak Darıcılı, “Kullanılan helikopterin 30 yaşını aşmış olması, yedek parça konusunda ciddi bir ambargo durumunun söz konusu olması, helikopterin teknik özelliklerinin çok zor hava koşullarında uçmaya müsait olmadığı gibi bilgiler var. Bu bilgilere bakınca kaza olma ihtimali daha yüksek gibi görünüyor” şeklinde konuştu.
“UÇUŞTA CİDDİ BİR GÜVENLİK ZAFİYETİ SÖZ KONUSU”
Reisi’nin uçuşunda ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Darıcılı, “İran, ambargo nedeniyle helikopter alamıyor, kendisi de üretim yapamıyor. Ancak bu kadar eski tip helikopterle Reisi’nin uçması büyük bir güvenlik zafiyeti. Yine Cumhurbaşkanı ile dışişleri bakanının aynı helikopterde olması güvenlik protokollerine aykırı. Koruma ekibiyle alakalı da zafiyet söz konusu. Reisi uçmak için talimat vermiş olabilir ama mevcut koşullarda koruma ekibinin uçuşu yaptırmaması gerekirdi” ifadelerinde bulundu.
“TÜRK İHA’SININ KAPASİTESİ KÜRESEL ÇAPTA TANINDI”
İran’ın nükleer kapasitesi, balistik füzeleri ve kendi insansız hava araçlarının (İHA) olduğunun altını çizen Ali Burak Darıcılı, “Helikoptere ulaşmakta zorluk çeken İran sisteminin, teknolojik anlamda belli bir mesafe aldığını ancak önemli konularda mesafe alamadığını görüyoruz. Burada Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait insansız hava aracı Akıncı tarafından helikopterin yerinin tespit edilmesi çok önemli. Türk İHAsının helikoptere ulaşım rotasını 200 bin kişi izlemiş. Bu durum inanılmaz bir yumuşak güç ve kamu diplomasisi enstrümanı… Bu tespit sayesinde Türk silah ve İHA sektörünün ne kapasitede olduğunu da küresel düzeyde göstermiş olduk. Diğer taraftan ise İran sisteminin bu konuda zafiyet içerisinde olduğunu uluslararası sistem gördü” diye konuştu.